Bir Çeşit Antidepresan: Metal Müzik

Semina İdil Baltepe

Sert gitar riffleri, hızlı davul vuruşları, avaz avaz bağıran şarkıcılar, karanlık sözler… Asilik, öfke ve agresifliğin müzikte varış noktası… İçerisinde kimi zaman lirik, kimi zaman kaotik ve genel hatlarıyla gürültülü unsurlar barındırsa da dinleyicilerine bıraktığı etki bakımından âdeta bir antidepresan işlevi görmektedir metal müzik. Aksine insanı sinirlendirdiği şeklindeki popüler görüş, daha çok bu müzik türünün dinleyicisi olmayanlar tarafından ortaya atılmıştır. Hayranları dışında kalan kesimin çoğu için müzikaliteden uzak gibi görünse de özünde bu tür; varoluşsal temaları işleyen sözler, gürültülü ve kirli vokallerin birleşimi ile uyarılmayı ve ardından da arınmayı sağlayan bir araç pozisyonundadır. Kimisi bu niteliğinin farkında olmadan dinlese bile…

Metal müzik; öfke, saldırganlık gibi duyguları yansıtarak dinleyicisinin mental durumunu ve öfke kontrolünü düzenlemeye katkı sağlar. İçerisindeki bağırış ve isyan, dinleyenlerin yerine de gerçekleştirilir niteliktedir. Bir nevi bastırılmış olan duygulardan arınmayı sağlayarak katarsis yaşatır. Metal müzik türlerini dinleyen insanların, rock müzik için de benzer sonuçlar geçerlidir, daha mutlu olması da nitekim yapılan araştırmalar ve anketler sonucu ortaya konulmuştur. Bu mutluluğun sebebi bahsettiğim “arınma” hissi ile yakinen ilişkilidir. Dağınık ruhları, dağınık armonisi ile yatıştıracak kadar yoğundur metal müzik…

Peki nasıl oluyor da bu yüksek yoğunluktaki müzik türünü tercih etmeyenler dinledikten sonra huzursuz hissederken hayranlarına olumlu etkiler sağlıyor? Öncelikle şunu söyleyebilirim ki metal, diğer müzik türlerine kıyasla hemen alışılabilir türden bir müzik türü değildir. Sadece gürültülü oluşu değil, sözlerindeki derinlik de her şarkı için geçerli olmasa da buna ilk başta fırsat vermez. Bu bir bakıma sigara kullanmaya başlamak gibidir. Buradaki sigara örneğini zararlı oluşuyla değil, daha çok alışkanlığı kazanış şekliyle ele alıyorum. Nasıl ilk deneyimle sigara alışkanlığı kazanılmıyor hatta öksürük nöbetleriyle beraber gelen bir rahatsızlık hissi oluşuyorsa aynı durum metal müziğe alışma sürecinde de geçerlidir. Rahatlatıcı etkisini ve akabinde gelen bağımlılığı zamanla kişiye hissettirecektir. Tabii bu noktada herkesin bir süreç içerisinde metal müziğe hayranlık besleme durumu söz konusu değildir. Kimisi de hiçbir zaman bu türden hoşlanmayabilir.

Her ne kadar bazı kişilere göre gürültüden başka bir şey değilmiş gibi gelse de bu tür icra etme noktasında diğer türlere kıyasla daha fazla özveri, tutku, yetenek ve disiplin gerektirmektedir. Kimi zaman yıllarca süren bir çalışmanın sonucunda eser ortaya konulur. Yine de tüm bu harcanan zaman ve pahalıya patlayan süreç sonunda, çoğu zaman metal müzisyeni maddi olarak fazla bir getiri elde etmez. Onun en büyük getirisi müziğe yüklediği fedakârlık duygusudur ve bu ana akım medyanın kolay kolay cesaret edemeyeceği türden bir şeydir. Burada merkezde olan geniş kitlelerin tatmin olması değil yalnızca müziktir.

“Metali” hayranları tarafından çekici kılan şey sadece müzik ile sınırlandırılmaz. Bir metal konserindeki yüksek kaliteli müzisyenlik ve sahne şovu dışında dinleyici kitlesi de müziğin bir parçası niteliğindedir. Bu türü tercih edenler yalnızca müziği dinleyenler değil, müziğin ruhu ile de ilgilenen kişilerdir ki genellikle dinleyici kitlesi içerisinde en fazla müzisyene sahip olan türlerden biridir. Kimsenin birbirini tanımadığı konser anında sallanan kafalar, eller, bağırışlar; rastgele yapılan şeyler olmaktan ziyade paylaşılan ortak ruhun dışavurumudur. Bu da sahnedeki müzisyenlerin icrasına ve müziğin akışına katkı sağlar.

“Metal, bir yabancı olma hissidir ancak yine de büyük bir şeyin parçası olma duygusudur.”

Brian Posehn

Sonuç olarak şunları söyleyebilirim ki, tarzları ve aykırı tavırları yüzünden uzun bir süre, bazı kesimlerce halen daha, asilik hatta satanizmle ilişkilendiren metalcilerin dinledikleri müzik türünün şiddete meylettiği algısı genel hatlarıyla pek de doğru denebilecek bir yaklaşım değildir. Müzik, karakteri şekillendirmede şüphesiz etkili olsa da daha çok var olan benliğin dışavurumu noktasında devreye girer. Metal müzik dinleyenlerin yaptıkları şey de her insanın içerisinde barındırdığı sinir ve öfkeyi daha sanatsal bir yolla yansıtmaktır. Onlara olan genel ön yargının sebebin de de otoriteye karşı olan duruşları yatmaktadır. Toplum aykırı olanı dışlamaya meyillidir ve belki de söz konusu bu sert müzik türü olunca çoğunluk, bilinçaltında yatan bir nevi kıskançlık duygusuna bile kapılıyor olabilir. Zira benlikte zaten var olan öfke, saldırganlık ve şiddeti böylesi sanatsal bir yolla dışa vurmak herkesin yapabileceği ve kaldırabileceği türden bir şey değildir.

Ozzy Osbourne’nun da dediği gibi “Sinirlenen ve öfkesini dışarı çıkarmanın gerçek bir yolu olmayan çocuklar olduğu sürece ‘heavy metal’ yaşayacaktır.”

ozzy osbourne

Yorum bırakın


WordPress.com’da Blog Oluşturun.